KILIÇDAROĞLU

Yazımın başlığını Kılıçdaroğlu olarak belirledim zira içeriği o olacak. Nihayet seçim sonuçlandı ve beklendiği gibi Sayın Erdoğan tekrar seçildi. Beklendiği gibi diyorum çünkü meclis çoğunluğunu cumhur ittifakı alınca başkanı muhalefetten seçmek doğru olmayacaktı parlamentonun işleyişi açısından. Bütçeyi bile onaylatamazdı bu mecliste Kılıçdaroğlu. Vatandaş bunu gördü ve dedi ki, maceraya gerek yok, altı ay sonra tekrar seçim konuşmaya gerek yok, bu şekilde devam edelim. Daha önceki yazılarımda belirtmiştim, millet kaosa, istikrarsızlığa oy vermez diye. Yine de aradaki fark dört puan, aslında Kılıçdaroğlu iyi de oy aldı, ben şahsen bu kadar oy alacağını  beklemiyordum. Ama dediğim gibi beklenen oldu ve kazanan yine Erdoğan oldu. Bundan sonra ne olur, muhalefet nasıl şekillenir bilemeyiz, ama muhtemelen Kılıçdaroğlu’nun kaybettiği son seçim olur bu.

Yazımın başlığı Kılıçdaroğlu demiştim açalım biraz.

Sayın Kılıçdaroğlu bunca seçime girdi ve hepsini kaybetti. Aslına bakarsanız bu bir tez konusu olmalı. Gerçekten iktidarın bunca yıprandığı, çerden ve dışardan bunca desteklendiğiniz bir dönemde siz ana muhalefetin başı olarak hâlâ seçim kaybediyorsanız bu tez konusu olmalıdır. Peki, nasıl bu noktaya gelindi bakalım. Sayın Kılıçdaroğu’nun ilk yanlışı partisinin içindeki gerçek CHP’lileri tasfiye etmek oldu. Ne diyor eski CHP’liler, bu gün Atatürk olsa bu delege yapısıyla Parti’nin başına geçemez diyorlar.Bunu en iyi onlar bilir doğrudur, çünkü onlar işin mutfağındaydılar. İkinci yanlışı kendine seçtiği danışmanları. Bu kadar yanlış yönlendirilebilir bir parti başkanı. Uzun uzun yazmaya gerek yok. Üçüncü yanlışı özellikle bu seçimde HDP’den Zafer Partisi’ne savrulması. Yani bir insan on beş günde Selahattin Demirtaş, Osman Kavala serbest kalacak noktasından, faşist olarak nitelendirilen Ümit Özdağ ile protokol yapma noktasına gelemez. Bu dönüş seçmenin de başını döndürdü. Eh başı dönen seçmenden oy bekleyemezsiniz işin özeti bu. İkinci turda baktık ki, doğu ve güneydoğu da aldığı oylar bile düşmüş Kılıçdaroğlu’nun. Bu sonuç onların açısından gayet normal, kimsenin kimseye, hele vatandaşa kızmaya asla hakkı yok. Vatandaşı inandıramadılar bu kadar basit. Samimi bulmadı seçmen yapılanları ve söylenenleri. Ben seçim gecesi Sayın Kılıçdaroğlu’nun konuşmasını dinledim, hayret ettim. Maalesef hâlâ bir takım mazeretler bahaneler öne sürüyor ve hiç kendinde bir hata aramıyor, bu hem partisi, hem kendisi açısından sıkıntılı bir durum ve özeleştirinin de önünü kapatıyor. Ama herşeye rağmen önümüzdeki günlerde CHP’de kazan kaynayacaktır diye düşünüyorum, çünkü ne partililerin, nede seçmenin böyle bir beceriksiz bir muhalefete tahammülü kalmadı artık.

Önümüzdeki günlerde seçim sonucunu analiz etmeye devam edeceğiz, şimdilik hoş kalın, hoşça kalın!.