Nazilli Ayna Gazetesi

İŞİN ASLI SAYGI

İŞİN ASLI SAYGI
261
25 Mayıs 2023 - 10:52

Merhaba, ben Muhsin, bu gün size çokça ele alınan ve alınması gerektiğini düşündüğüm bir
konudan bahsetmek istiyorum.

Günümüzde çoğu insan, doğayı ve hayvanları korumayla ilgili çalışmalara katılıp, bu duyarlı
düşünce yapısını destekliyor, bu çok kutsal ve özel bir görev. Bakın görev diyorum, çünkü bu, var
olabilmemiz için gerekli en temel görevimiz.

Ben ise, bu konudaki düşüncelerimi, şu şekilde ifade etmek, size aktarmak istiyorum;
Onların, yaşam alanlarını işgal ettik, sonrada onlara evimizde bir köşe verip, vicdanımızı
rahatlattık.

Bazı türleri görmezden gelip, bazı türleri ise, evladımız gibi gözettik.
Maalesef ki, çoğu insan hala ırkçılığı yada türcü düşünce yapısını siyahla beyazı ayırmak
zannediyor.

Etini yediğimiz bir koyun, postunu bir eşya gibi kullandığımız tilki üzerinde sayısız deneyler
yaparak, hem genetiğini hem de, haddimiz olmadan sağlık durumuna yön verdiğimiz kobay
hayvanları ile evinizde evladınız, dostunuz olarak benimsediğiniz köpeğiniz arasında sizce ne fark
var?

Mutlaka fiziksel farklar olacaktır, insanlarda da olduğu gibi. Bana tek bir ortak nokta göster
deseydiniz, onların masumiyetinden bahsederdim.

İnsanlık tarihin başından beri güçlünün, güçsüzü ezmediği bir yaşam modeli için savaştı,
toplumsal kurallar koydu, yazılı yazısız kurallar silsilesi ile, insanların vahşi dürtüsünü bastırmaya
çalıştı.

Modern ve yenilikçi yapımızın oluştuğunu var saydığımız bir zamanda, bu sömürü ve türcülük
bize aslında sadece hedef kitlenin değiştiği gerçeğini gösteriyor.

Onca araştırma, okuma ve hasbihal üzerine vejeteryan olma kararı almamı sağlayan şey,
izlediğim bir belgeselde duyduğum tek bir cümle olmuştu, “Sizden bir form altta olduklarını
düşünmeniz size onları yeme hakkı vermez.” ve buna dayanarak size şunları söylemek istiyorum;
Yanlış olduğunu düşündüğünüz bir konuyu, hareketlerinizle, yaşantınızla, cesurca reddetmenin
verdiği özgüven ve muhteşem bir vicdanla yaşamınıza devam ediyorsunuz.

Sosyal çevreniz, savunduğunuz düşüncenin arkasında nasıl durduğunuzu gözlemlediğinde, size
saygı duymaktan kendini alıkoyamıyor.
İşin aslı da, saygı değil mi zaten? Dünyanın ve içindeki canlıların yalnızca bizim menfaatimiz için
var olmadıkları gerçeğini kavrayabilirsek, bahsettiğimiz yenilikçi ve modern insan modelini
oluşturacağız.

Manavgat yangınlarının başladığı zamanlarda, sosyal medya hesabımda sizinle paylaşabilmek
için kaleme aldığım bir anektodu, sizinle tekrar paylaşmak istiyorum.
‘’Yıllar önce bir 19 Ocak’ta Hrant’ı anarken bir gazetecinin şu cümlesi zihnime kazınmıştı.
Bir uçak düştüğünde sen kaç Türk öldü diye sorarsın, ben kaç insan diye.
Bugün Manavgat yangını ardından ‘’çok şükür ki’’ insan kaybının olmaması üzerine başlayan
açıklamalar, bu cümleyi hatırlattı.

Yaşamlarımızı sürdürürken varlığımızın başına gelebilecek her türlü kötü senaryoda salt ‘’bizler’’
İçin en iyi olanı diliyoruz. Tabii bizin ardından o biz de başka bizlere ayrılıyor türlü, türlü ayrımcılık
biçimleri kendini hissettiriyor,
Bir de sözde bize dahil olmayanlar var ki, onlar insan olmayan hayvanlar, tüm o kötü
senaryolarda, felaketlerde yaşamlarını yitirirken aranmayan, kurtarılmayan yok sayılan oluyor.
Türcülüğü dilimizden, yaşamımızdan, alışkanlıklarımızdan silmeden de, bizden bir halt
olmayacak.

Böyle devam edince de, yaşamışız ya da yaşamamışız.
Anlamdan yoksun, sürüp giden var oluşlar…’’
Bahsettiğim zihniyete ulaşmadan, sosyal çevremize, doğaya ve hayvanlara saygı duymadan,
insanlığın, bir adım daha ilerleyebileceğine olan inancım sıfır.
Benim fikirlerimi, inancımı onaylamanız, doğru bulmanız, bizi bilinçli varlıklara dönüştürmeyecek,
bir hayvanın karnını doyurmamızın, bizi bir hayvansever yapmayacağı gibi.
Unutmayalım ki değişim, bizim değişimimizle başlayacaktır.
Sağlıklı ve bilinçli kalın. Teşekkür ederim.

HABER HAKKINDA GÖRÜŞ BELİRT
Yorum Yok

Bu yazı yorumlara kapatılmıştır.

POPÜLER FOTO GALERİLER