HAZİNE ALTIN DOLU(!)

Çok değil bundan altı ay önce hükümete yakın gazetelerden biri(Türkiye) hazine ağzına kadar altın dolu, diye bir başlık atmıştı. Aradan geçen altı aylık sürede ne olduysa oldu o altın dolu hazine boşaldı herhalde ki, ülkemizde ki 47000 kuyumcu esnafından işletme başına 500 gr altın toplama söz konusu haline geldi. Bu durumda önce o gazeteye şunu sormak gerekiyor, altı ay önce o manşeti atarken nereye dayansın diye. Yani duvara dayanıp böyle bir manşet atılmaz değil mi? Yapılan haberin, atılan manşetin bir karşılığı olmalı. Ama o gazete o manşeti attığı günlerde hükümet çıkıp da, bu haberi neye göre yaptın yok böyle bir şey dememişse ki dememiş, o zaman dönüp hükümete sormak lazım, ağzına kadar altın dolu olan hazineye altı ayda ne oldu da, bu gün kuyumcu esnafından 500’er gr altın toplayacak hale geldiniz? Öyle ya, çalışanı kısa çalışma ödeneği ne, emekliyi açlığa, esnafı da iflasa mahkum ettiniz o halde hazinenin ağzına kadar dolu olan altınları nerede? Çok ta uzatmaya gerek yok, goy goy medyasını takip edenler kendilerini hâlâ Alice Harikalar Diyarı’nda sanabilir ama geçeklerin er ya da geç ortaya çıkmak gibi bir huyu vardır ve hazinede para veya altın namına bir şeyin kalmadığı ortaya çıkmıştır. Bir yandan uzaya gidiyoruz derken, diğer yandan vatandaşın altınına göz koymanın da mantıklı bir açıklaması olmalı ama her zaman olduğu gibi Ak Parti hükümeti bir şey açıklamaz. Hesap sormayı bırakın, soru soranın bile hainlikle suçlandığı bir ortamda bu hesaplar nasıl sorulur, sorulsa da cevap alınır mı, orası meçhul. Yazıyı yazmakta olduğum şu saatlerde bir faiz artırımı daha bekleniyor Merkez Bankasından, karar ne yönde çıkacak bilmiyorum ama muhtemelen faiz yine artacak. Cumhurbaşkanı Erdoğan’ın faiz eşittir enflasyon lafı aklıma geldikçe ve bu kadar faiz artırımına rağmen, TÜİK in komik enflasyon rakamlarını duydukça, ne ekonomiye, ne Merkez Bankasına nede hükümete güvenim kalıyor. Yazık bu ülkenin geldiği noktaya, daha fazla ne diyebilirim ki…

DİB VE FİTRE

Malum her yıl ramazan ayı yaklaşırken DİB fitre miktarı  açıklar. Ne demek bu, bir fakirin  bir günlük karın doyurma bedeli. İslam fıkhında sadakanın önemli bir yeri var. Ve zorunlu olan sadakalar var, bunlardan biri aslı fıtr olan bizlerin fitre dediği, ihtiyaç sahibine verilmesi gereken sadaka. Bunu sağlıklı olan herkes vermekle mükellef. Eli ayağı tutan, bir gelire sahip olan herkes bu fıtr sadakasını vermekle  mükellef. Bu oranı her yıl diyanet belirliyor. Bu yıl için belirlediği rakam 28 TL Geçen yıl bu rakam 27 TL’idi. Bunca pahalılık ve enflasyona rağmen, diyanet sadece 1TL’lik artışı neye göre hesapladı bilmiyorum ama açıklanan bu rakam adeta komedi. O paraya bir kişi sabah akşam yemek kaydıyla nasıl doyar orası zaten mantıksız da, bir de bir yıl sonra o rakamın sadece 1TL artırılması neyle açıklanır bilmiyorum. Bu haliyle diyanet isteğe göre fetva veren bir kurum görüntüsü veriyor ki, bu hiç hoş bir durum değil. Maalesef  ülkede ki kurumlar vatandaşın gözünde hızla güven kaybediyor, gelinen nokta bu. Haftaya kadar hoş kalın, hoşça kalın…