HANGİ CORONA?!

Geçen yıl vaka sayısı bu günkü sayının %10 u kadar iken okullar kapatılmıştı. İddia neydi, efendim çok ölümcül bir virüs çocuklarımızı riske atmayız bundan böyle uzaktan eğitim olacak demişlerdi. Ve yaz gelene kadar yasaklar devam etti, sonra sırf para gelecek diye, pardon turist gelecek diye yeni normal diye bir şey uydurup otelleri falan açtılar, sonrası malum. Yine dediler ki böyle olmadı, vaka sayıları artışa geçti, yok efendim ikinci pik falan diyerek yine yasaklar koydular. Esnaf bitti, yüzbinlerce iş yeri kepenk kapattı. Halbuki Sayın Cumhurbaşkanı o ara kapatan falan yok diyordu ama gerçekler tabi ki farklıydı ve er geç gerçeklerin ortaya çıkma gibi bir huyu vardı. Sonra bir Güney Afrika mutantı lafı dolaştı, yetmedi arkasından İngiltere mutantı çıktı dendi, o da yetmedi bu farklı bir varyant dendi, bir de varyant kelimesi günlüğümüze girdi. Ama şu vardı vaka sayısı günlük 10000 rakamının üstüne çıktı. Hatta bu rakam yüz bin civarı bir test karşılığı, eğer iki yüz bin test yapılacak olsa belki vaka sayısı 20000 çıkacak bilen yok. Ama bütün bunlar ortadayken geçen yıl riske edemeyeceğimiz çocuklarımızı üstelik vaka sayısı bin civarıyken, şimdi on katı vaka sayısı olmasına rağmen riske etmeye karar vermiş olmalılar ki, okulları açmaya karar verdiler. Olanın bitenin mantıkla açıklanır bir tarafı yok. Bu virüs bu kadar öldürücü ise niye Akp lebalep salonlarda kongreler yapmaya devam ediyor. Yok eğer değil ise, niye bir yıldır okullar kapalı diye vatandaş olarak sorma hakkımız var, ama kime soracaksın. Sorma yetkisi olanlar soru sordu mu, cevap devlet sırrı oluyor, acaba bu Corona da devlet sırrı mı merak etmeye başladım ben. Bir yıldır milletin aklıyla alay ediliyor bu ülkede, olanların başka açıklaması yok…

SİSİ İLE MÜZAKERE 

Çarşamba günü bir haber düştü haber sitelerine. Dışişleri Bakanı Çavuşoğlu buyurmuşlar ki, Akdeniz de Mısır ile anlaşabilirmişiz. Vay vay bak hele, daha bir yıl önce oturun Mısır ile görüşün diyenlere hain muamelesi yapılıyordu bu ülkede. Hani bir darbeciyle bırakın müzakereyi, bir masada bile oturulmazdı ne oldu? Bunu söyleyenlere çemkiriliyordu ne oldu? Demek ki Hamasetle devlet yönetilmiyor, devlet akılla mantıkla yönetiliyor bu bir kez daha ortaya çıktı. Gerçi biz bunu rahip Brunson olayında da görmüştük ya, görmeyen ya da gördüğünü anlamayan arkadaşlar gözlerini iyi açsın artık. Öyle olmaz olmaz diye bir şey yok, devlet idaresinde her şey var. Ama hamasete yer yok, bunu bazı arkadaşlar iyi anlasın…

EKONOMİ BÜYÜMÜŞ

Bir yıldır milletle alay ediliyor diyorum, alay devam ediyor. Ekonomi büyümüş, bu nasıl bir büyümeyse, on milyon işsiz, kapanan binlerce işyeri, patlamış krediler ama ekonomi büyümüş, yersen. Son bir yılda büyüyen tek şey sadece milletin borcu başka bir şey değil. Ha malum müteahhit firmalar büyümüş olabilir, nede olsa garanti ödemelerini tıkır tıkır alıyorlar ve kıyamet kopmazsa almaya devam edecekler. Çünkü öyle bir anlaşma yapılmış ki, sadece kıyamet koparsa para alamazlar o derece yani. Hatta yetmemiş, ödeyemezlerse devlet olarak biz öderiz diye kefil de olunmuş bunlara gerisini anlayın artık. Bunu da yeni öğrendik. Son zamanlar da HDP üzerinden farklı bir siyasi mühendislik var gibi, yeni anayasa falan derken pat diye önümüze bir erken seçim gelebilir. Bekleyip görelim, bakalım altından ne çıkacak. Bu haftalık bu kadar, haftaya kadar hoş kalın, hoşça kalın…