İKTİDAR SESSİZ

Günlerdir ilginç açıklamalar duyuyoruz direk hükümeti ilgilendiren, ama kamuoyuna cevap veren yok iktidar partisinden. İlk olarak Cihat Yaycı Paşa’nın istifa olayı yaşandı, gerçi Sayın İbrahim Kalın atamalarda o tarz şeylerin normal olduğunu açıkladı ama bu açıklama kimseyi tatmin etmedi. Söz konusu bu Paşa’nın fetömetre diye bir sistem geliştirip ordudaki çok sayıda fetöcünün o sistem sayesinde temizlendiği iddia edilirken ve bundan dolayı fetönün hedefinde olduğu söyleniyor iken Paşa’nın pasif göreve çekilmesi ve akabinde istifa etmesi. Daha sonra  15 Temmuz akşamı Yaycı Paşa’nın  Cumhurbaşkanı Erdoğan’la aynı otelde olduğunun ortaya çıkması izaha muhtaç şeyler ama iktidardan buna da bir açıklama gelmedi. Aynı şekilde General Mehmet Dişli olayı. Yani Genelkurmay Başkanı Hulusi Akar ile  o hadiseden sonra helikopterden inen birisi, daha sonra fetöden hüküm giyiyor. Eski Başbakan Ahmet Davutoğlu 2015 yüksek askeri şurasında MİT başkanı ile beraber Mehmet Dişli’nin emekliye sevk edilmesini ısrarla istedikleri halde terfi ettirilerek göreve devam ettirildiğini söylüyor. Son anda karar değişti ama bunda bizim irademiz yok diyor. Bu açıklama karşısında da hükümetten bir izahat duymadık. Hâlbuki konunun muhatabı aslında Cumhurbaşkanı. Çünkü nihayetinde imzayı o atıyor. Ve hafta başında yine Sayın Davutoğlu’nun çok sert açıklamaları medyada hakkınca yer bulmuyor, oysaki çok ciddi eleştirilerde bulundu Sayın Davutoğlu, hatta konuşmasında Man Adası lafı bile geçti ki ben onun o lafı tesadüfen ettiğine asla inanmam. Mesela medyada yer bulmayan müthiş bir açıklama vardı geçen hafta içinde ve o açıklamayı yapan Semih Tufan Gülaltay tutuklandı. Kimdi Semih Tufan Gülaltay, Ergenekon davasının ilk sanıklarındandı. Ne demişti açıklamasında; Eski MİT mensubu Kaşif Kozinoğlu’nun Doğu Perinçek’in emriyle  Kozinoğlu’nun koğuş arkadaşı olan Hasan Atilla Uğur tarafından öldürüldüğünü söylemişti. Bu itirafta medyada yer bulmadı ama Gülaltay tutuklandı. Bakın bunlar geçiştirilecek basit açıklamalar değil, çok ciddi açıklamalar bunlar ama iktidar kimine kendince bir açıklama yaparken, kimini tamamen görmezden geliyor. Sonrada çıkıp ülkedeki medya özgürlüğünden falan bahsediyorlar. Bu durum ne kadar böyle devam eder bakalım…

YİNE RAKAM KANDIRMACASI

Hafta başı yeni yılın ilk çeyrek  rakamları açıklandı, yani Ocak, Şubat, Mart dönemi. İktidara göre %4,5 büyümüşüz. Bizler vatandaş olarak bir büyüme göremiyoruz, büyüyen sadece borçlarımız diyorsanız ben hükümetin dediğini yazıyorum. Büyüdük diyorlar ama bu büyümeden kim payını almış ya da alıyor onu bilmiyoruz. Vatandaşın almadığı kesin, öyle olsa millet bin lira yardım için PTT kuyruklarında helak olmaz… 1 Haziran Pazartesi itibariyle yeni normal adı altında farklı bir dönem başladı. Artık maskesiz, mesafesiz bir hayat yok. Lokantalar açıldı ama oturma düzeni seyrek olacak, eskisi gibi bütün masalar dolu olarak oturmak yasak. Maskesiz her hangi bir mekâna girmek yasak. Anormal de cezai uygulamalar olacak bu konuda. Ama bu düzenlemeler esnafı rahatlatmaz. Hükümetin bulduğu çözüm ise yine milleti bankaların kucağına atmak oldu. Artık o kredileri kim nasıl alacaksa. Öyle ya herkesin kredi borcu var zaten, banka borcu olana bir daha kredi vermiyor ki… Enflasyon rakamı açıkladılar yine %12 mi-13 mü öyle bir rakam. Benim dikkatimi  çeken bir şey oldu, geçen yıl üniversite sınavına giren öğrenciler 100 lira harç yatırmıştı, bu yıl 140 lira olmuş. Hükümet kendi sınavına bile %40 zam yapmışken nasıl diyebiliyor enflasyon % 12’dir falan diye, takdiri siz okurlarımıza bırakıyorum. Bu haftalık bu kadar, haftaya kadar hoş kalın, hoşça kalın…