EKONOMİ NEREYE

Ekonomimiz nedense eski bakan Mehmet ŞİMŞEK ten sonra bir türlü dikiş tutmadı. Bir dönem Nihat ZEYBEKCİ sorumluydu ekonomiden, onun döneminde bozulma başladı, sonra Berat ALBAYRAK geçti işin başına ama nafile bir türlü düzelmiyor. Bu gidişle düzelecek gibi de değil. Bir ekonomist gibi buradan ahkâm kesecek halim yok, lakin ekonominin belli paradigmaları var birbirini tamamlayan bunlar arasındaki senkronizasyon bozuldu mu artık düzeltmesi oldukça zor. Ekonomist değilim fakat ekonomi uzmanlarını dinliyorum, bizde ki sistemin yanlışlığını anlatıyorlar. Bir takım hatalarla hazine zayıflatılmış bu ortada, bundan sonra atılması gereken adımları söylüyorlar, ya dışarıdan finansman bulacaksınız, ya faizleri yükselteceksiniz başka türlü dövizin ateşi düşmüyor. Şu anda yatırımcı bulmak fevkalade zor çünkü bütün devletler içine kapanmış durumda şu Corona belası sebebiyle. Faiz yükseltme işine de Sayın Erdoğan karşı çıkıyor. Bunu yazarken bizi faiz yanlısı sanmasın kimse, ekonomi realitesini yazıyorum sadece. Bankalara para girmesi için faizlerin cazip getirilmesi gerekiyor ondan bahsediyorum. İçinde bulunduğumuz kapitalist sistem zamanında böyle kurmuş çarklarını maalesef, bunu bu günden yarına değiştirme şansımız yok. Hâl böyle iken dolar rahip Brunson krizindeki seviyesine yani 7.20 TL’ye dayandı. O olayın üstünden henüz iki yıl bile geçmemişken üstelik. Peki, bundan sonra ne olur sorusuna eminim hükümet yetkilileri bile net bir cevap veremez. Yukarıda yazdığım gibi ekonominin şartları belli, ya dışardan para bulunacak, bunun yollarından biri IMF, ya yatırımcı bulunacak ki şu dönemde çok çok zor veya faizler yükseltilecek. İMF ve faizler olayına Cumhurbaşkanı Erdoğan’ın karşı olduğunu biliyoruz. Yatırımcı bulunabilir mi bilmiyorum, ona uğraşıyor olabilirler, ama pek mümkün görünmüyor. İMF den almayız diye inat ederken, inşallah daha yüksek bir faiz oranıyla tahvil satmaya gitmeyiz, daha önce olduğu gibi. Ama yakın zamanda dolar yedi liranın altına düşer mi o da pek mümkün değil gibi. Kesin olan bir şey bu durumun vatandaşı ilgilendiren boyutunda, önümüzdeki günlerde yağmur gibi zamlar gelecektir bütün ürünlere. Olan yine garibana olacak kısacası…

DARBE SÖYLENTİSİ

Son günlerde yine bir darbe lafıdır dolaşmaya başladı ortalıkta. Aslında böyle bir şey yoktu, birden Ak Parti ortaya attı bu lafı. CHP’li Özgür Özel in bir konuşması üzerine. O konuşmayı ben de dinledim, yani bir darbe iması var mı yok mu tartışılır, ama işin tuhaf tarafı Ak Parti’nin böyle bir tehdit algılaması. Darbeyi kim nasıl yapar, bunun şekli bekli.18 yıldır iktidar olan bir parti üstelik bir kapanma tehdidi ve muhtıra savuşturmuş, yetmemiş 15 Temmuz darbe girişimini bastırmış bir iktidar, ordu, emniyet ve yargı kendi eliyle şekillendirilmiş bir iktidar, muhalif partinin bir vekili tarafından yapılan konuşmadan yola çıkıp bir darbe hazırlığı varmış gibi niye feveran etmeye başlar. Baslarsa da bunun halktaki karşılığı nasıl olur, burası düşünülmesi gereken nokta. Ben söyleyeyim, ekonomik sıkıntı içerisindeki halkın gündeminde darbe falan yok, şu an darbeyi halk yemiş durumda zaten, iktidara buradan bir şey çıkmaz, boşuna uğraşmasınlar, çünkü inandırıcılığı yok. Ortada bir gerçek var o da sabun gibi erimeye başlayan TL Hükümetin yapması gereken süratle ekonomiye çare bulmak başka bir şey değil. Darbe değil ama tencere, hükümeti götürebilir zira mutfağın şakası yoktur. Bakalım önümüzdeki günlerde ne gibi bir ekonomik tablo ile karşılaşacağız Bu haftalık bu kadar, haftaya kadar hoş kalın, hoşça kalın…