Adayları vaatleri yazalım derken yine enteresan bir gelişme oldu ve gündeme bomba gibi düştü. Efendim CHP genel başkanı Kemal Kılıçdaroğlu’na ait olduğu söylenen bir ses kaydından bahsediliyor. Daha doğrusu böyle bir mevzu yokken bunu gündeme getiren yine Sayın Kılıçdaroğlu’nun kendisi. Bir TV kanalında diyor ki, benimle ilgili olduğu söylenen bir kayıt ortaya atılacak bu deep fake denen yöntemle hazırlanmış bir kayıttır, aynısını 17-25 Aralık sürecinde yapmışlardı, buna kimse itibar etmesin. Şimdi burada arka arkaya bazı sorular gündeme gelir. Öncelikle Sayın Kılıçdaroğlu ABD seyahatinde iken 8 saat nereye kaybolduğunu, yanına hiç kimseyi almadan kimlerle ne görüştüğünü bu güne kadar kamuoyuna açıklamadı. Bırakın kamuoyuna açıklamayı kendi partililerine bile açıklamadı. Bu kendisi için çok ciddi bir soru işaretiydi zaten. Daha sonra ikinci soru şu olur, bu güne kadar 17-25 Aralık sürecindeki ses kayıtlarının bizzat Erdoğan’a ait olduğunu ve bunların hesabını soracağını söyledi, hatta yurt dışında tarafsız bir şirkette incelettiklerini ve kaydın doğruluğunu yani montaj olmadığını iddia etti. Hatta bununla ilgili bir dava açılmıştı yanlış hatırlamıyorsam ve kaydın doğruluğu yönünde karar çıktı diye hatırlıyorum…

Bu gün geldiğimiz noktada Sayın Kılıçdaroğlu diyor ki, onlar deep fake yöntemiyle hazırlanmıştı, benzeri bir yöntemle benim için de bir kayıt hazırlanmış itibar etmeyin. Bu çıkacak olan kayıtla ilgili bir ön alma çabası değilse nedir? Eğer Erdoğan hakkında yayınlanan kayıtlar deep fake yöntemiyle hazırlanmışsa 17-25 Aralık süreci tamamen kurgu demektir. Yok öyle değilse, size ait olduğu iddia edilen ve ortaya çıkınca itibar etmeyin denilen kayıtta size aittir ve siz bunu inkar edemezsiniz! Seçim süreci çok enteresan bir noktaya doğru gidiyor, bakalım bu olay nereye varacak, hoş kalın hoşça kalın…