PERŞEMBE REZALETİ

150000 den fazla nüfusuyla Nazilli bölgenin çekim merkezi, durum böyle olunca diğer ilçe, kasaba ve köylerden hatta illerden Nazilli ye akın oluyor, ne zaman, Perşembe günü. Yerliden fazla yabancı satıcı var pazarda desek yalan söylemiş olmayız. Peki, bu kadar satıcı geldiğinde nerede tezgâh açıyor derseniz, boş bulduğu yerde açıyor. Ne pazar yeri belli, ne park yeri. Sözde bir kapalı pazar yeri var ama yeterli gelmediği için her sokak, her cadde pazar yerine dönüşmüş durumda. İlçede Perşembe günü bir mahalleden diğerine gidemezsiniz, trafik felç oluyor, araçla gitmeyi bırakın yaya olarak bile gitmek mesele. Dolaşın bütün ülkeyi böyle bir şeyle karşılaşmazsınız. Her yerde pazar kurulur, her yerde pazar kurulduğu gün bir sıkışıklık bir sıkıntı olur, ama Nazilli başka, Nazilli tümden felç oluyor. Dışardan gelen satıcıların araçlarını rast gele, gelişi güzel park etmesini geçtim, rast gele de tezgâh açması ilçeyi resmen kilitliyor. Ne belediye konuyla ilgileniyor, ne trafik gereğini yapıyor herkes seyirci. Belediyecilik tezgâh açan satıcıdan yer parası alıp gitmek değildir. O tezgâhın nereye açıldığı vatandaşa bir engel çıkarıp çıkarmadığınada bakılmalıdır. Trafiği söylemiyorum bile, vatandaş yolun ortasına arabasını saatlerce bırakıp gidiyor, ne bakan var ne çeken. Gidin dışarda bir yerde aracınızı rast gele park edin bakalım, sonra nerede bulacaksınız. Adam polisin gözünün önünde aracını trafik lambasının altına park ediyor, polis gidip bu şekilde park edemezsin bu yasaktır demiyor, öyle seyrediyor. Ondan sonra trafik içinden çıkılmaz bir hal alıyor. Sayın Belediye Başkanı Perşembe günü dikkatli gözle bir dolaşın bakalım neler göreceksiniz. Aynı şekilde Sayın İlçe Emniyet Müdürü bir dolaşın bakalım trafikte nasıl bir aksamalar var. Sadece Perşembe günü de değil, diğer günlerde ilçe trafiği içinden çıkılmaz bir hal aldı. Bunda şüphesiz ilçemizde yeterli alt yapının otopark ve pazar yerlerinin yetersizliği çevre yolunun yapılmamasından kaynaklı transit geçiş yapan bütün araçların ilçemizin içinden geçmeside önemli bir etken. Ama yine de yapılabilecek işler yok değil. Yeter ki yetkililer yapmak istesin. Devlet yolu dediğimiz Aydın Denizli yoluna yapılması planlanan çevre yolu yapılamadığına göre, anayola battı çıktı ya da köprülü kavşakta mı yapılamıyor bu kadar mı zor bu iş? Ayrıca şehir içinde ara sokaklara kadar kurulan pazar her türlü tehlikeyi içinde barındırıyor. Allah korusun bir mekânda yangın çıksa itfaiyenin girmesi mümkün değil. Hakeza vatandaş evinde bir kaza geçirse rahatsızlansa ambulans çağırsanız sokaklara, caddeye girmesi mümkün değil. Yıl olmuş 2019-20 ye girmek üzereyiz, koskoca ilçe adeta köy gibi bu manzara Nazilli ye yakışıyorsa kimse bir şey yapmasın her şey böyle kalsın. Yok, böyle kalamaz, kalmamalı deniyorsa o zaman lütfen Sayın yetkililer bu işe el atsın çünkü bu manzara artık Nazilli ye gerçekten yakışmıyor!……

SURİYE MUTABAKATI

35 yıldır terör belasıyla uğraşıyoruz, bu teröristleri besleyip büyütenler belli, bu güne kadar neler yaşadığımız belli, bu şekilde ila nihaiye gitmesi mümkün değildi, bir şekilde bitecekti. Bitmesi için bu güne kadar biz elimizden geleni yapmaya çalıştık, ama başaramadık, başaramamamızın sebeplerini uzun uzun buraya yazmaya gerek yok, çünkü o başlı başına ayrı ve oldukça uzun bir mevzu. Ama günümüzden baktığımız zaman olması gereken oldu ve bölgede söz sahibi olan emperyalist devletlerle masaya oturduk. Bu oturmada Suriye’nin içinde bulunduğu durum etken şüphesiz ki. Suriye iç savaşının belki de bize yarayan tek tarafı bu oldu,35 yıldır çözüm bulamadığımız teröre son verme şansı yakaladık. Önce ABD ile bir mutabakat yaptık, ABD teröristler için 120 saat mühlet istedi verdik. Bu süre sonunda maksat tam olarak hâsıl oldu mu su an tam olarak bilmiyoruz, lakin YPG’lilerin ABD askerlerini taşlamasına bakarsak sonuç bizim lehimize. ABD başkanı Trump iki gündür Cumhurbaşkanı Erdoğan’ı öve öve bitiremiyor, bizim mutabakata sadakatimizden bahsediyor. Kendilerinin o mutabakata ne kadar sadık kaldığını önümüzdeki günler gösterir. Gelelim Rusya ile olan mutabakata; ABD ile yaptığımız mutabakatta istenilen süre doldu, bölgeden teröristler tamamen çekilmemişken bu kez Rusya çekilmeleri için 150 saat mühlet istedi. Nedense YPG PKK ya bir türlü kıyamıyor emperyaller. Ama biz bunu normal karşılıyoruz, öyle ya adamların kaç yıllık planını tutup pat çöpe atıyorsun o kadar kolay değil. Bakmışlar, beslemişler büyütmüşler hemen kolay vaz geçemezler. İstediğiniz gibi yok etmenize müsaade etmiyorlar, şimdilik geriye çekilsin onlar diyorlar. Biz de burnumuzun dibinde olmalarındansa 32 km aşağıda olsunlara razı olduk. Bu anlaşmalardan sonra gelinen noktada Rusya hayalindeki sıcak denize inme projesini ve Suriye’yi tamamen mandası altına alma isteğini gerçekleştirmiş oldu, ABD ise bu denklemde Ortadoğu’da ciddi prestij kaybı yaşadı. Ama hâlâ petrolün kontrolü kendinde olduğu için, Suriye meselesini çokta önemsemiyor. Biz ise 35 yıl sonrada olsa terörün belini kırma ve olası bir kukla devlet projesini akamete uğratmış olmanın sevincini yaşıyoruz. Tabi şimdilik, ilerde ne olur yine bilinmez, ama bu günün tadını çıkarmak lazım, yapılan mutabakatlar nihayetinde iki emperyalist devleti masaya oturtmuş olmakla elde edildi. Bu da basit bir olay değildi. Bu haftalık bu kadar, haftaya kadar hoş kalın, hoşça kalın…