HAMDOLSUN

Sedat Peker haftalardır bir şeyler yazıyordu ara verdi. Daha doğrusu bazı itiraf ve ifşalarda bulunuyordu, sırf Cumhurbaşkanı Erdoğan ABD başkanı Biden ile görüşürken eli zayıflamasın diye. En azından iddia bu yönde. Peki, uğruna, 24 Nisan tarihinde Ermeni soykırımı vardır diyen Biden’a gereğince cevap bile vermediğimiz şu beklenen  buluşmada Sayın Cumhurbaşkanı bizim  menfatimize olan ne elde etmiştir de bunu kamuoyuna  açıklamaz? Kendisine yöneltilen bununla ilgili bir soruya hamdolsun o konu gündeme gelmedi dedi. Sayın Cumhurbaşkanı bizlere yani vatandaşlarına açıklamak istemediği çok büyük bir kazanım mı elde etmiştir de hamdolsun demiştir? Neye hamd ettiğini ülke kamuoyu bilmek istiyor çünkü. YPG PKK konusunda bir ilerleme yok, F-35-ler konusunda bir ilerleme  yok, soykırım konusunda bir ilerleme yok, S-400-ler konusunda bir ilerleme yok, o halde neye  hamd ediliyor bilmek hakkımız değil mi? Acaba Halkbank davası ile ilgili olarak  bir söz alındı da ona mı hamd etti Sayın Erdoğan merak ediyoruz. Veya Akdeniz de  yanınızdayız falan mı dedi ABD başkanı Biden. Sayın Cumhurbaşkanı aylardır beklenen bu buluşmayla ilgili kamuoyunu tatmin edecek hiç bir açıklama yapmadı, buradan anlaşılan da istediğimiz hiç bir şeyi alamadığımız olmuştur. Aksi olsaydı hem Cumhurbaşkanı bunu uzun uzun anlatacak, hem de iktidar basını görüşmenin neticesini Beyaz Saray’ın  fethi diye günlerce yazacaktı hiç şüpheniz olmasın. Ama Ak Parti döneminde biz bu tarz dış politikaya alıştık, sürekli olarak esip gürleyip yağamamanın ne olduğunu biliyoruz artık. Açıkçası bir beklentimiz yoktu, tahmin ettiğimiz gibi de oldu. Ama yazık oldu o ayrı. Önceki başkan Trump’ın açıkça hakaretlerine şahit olmuştuk, onları da yutmuştuk. Şimdi yeni başkanla soykırım iddiasını da yutmuş olduk. Bundan sonra neleri yutarız bilmiyoruz, zaman gösterecek…

SOYLU HALA GÖREVDE

Geçen hafta da yazmıştım, Sedat Peker haftalardır bir takım itiraf ve ifşalarda bulunuyor, yer veriyor, tarih veriyor, isimler veriyor ama kimse oralı değil. Söylenen tek şey bir suç örgütü liderinin iftiralarına itibar edilmez. Yani iddiaların muhatapları itibar ediyor mu, etmiyor mu bilmiyoruz ama kamuoyu müthiş itibar ediyor ve inanıyor. Sedat Peker bu güne kadar muhalefetin yapamadığını yapıyor açıkçası. Muhalefet biz bunları biliyorduk falan diyor ama, bir günden bir güne bu şekilde ortaya koymamıştı. Ama esas vahim olan Türk adaletinin hangi noktada olduğu. Ortada bunca iddia varken hiç bir savcının harekete geç(e)memesi. Milletin zaten iktidara güveni kalmadı da, adalete olan güveni de yerle bir olursa işin sonu nereye varır iyi düşünmek lazım. Sonra herkes kendi adaletini kendi tesis etmeye kalkar ki bu anarşi demektir. Ülkeyi yönetenlerin 19 yıllık iktidarın verdiği sarhoşluktan bir an önce kurtulması lazım, savcıların da cumhuriyet savcısı olduklarını hatırlamaları lazım, yoksa bu gidiş hiç iyi değil… Bu haftalık da bu kadar sevgili okurlar, haftaya kadar hoş kalın, hoşça kalın…