TİCARET BAKANI
Gün geçmiyor ki bir skandal patlamasın. Yani inanılır gibi değil, ülkenin ticaret bakanı, kendi bakanlığına dezenfektan satıyor. Kocasının şirketi üzerinden. Olay ortaya çıkıyor, bakan iki gün hiç konuşmuyor, iki günün sonunda diyor ki, o dezenfektanlar piyasa fiyatlarından çok daha uygun bir fiyatla bakanlığa satıldı. İddia dokuz milyon liralık bir satıştı ama bakan hanımın açıklaması beş altı yüz bin lira civarı bir rakam olduğu yönünde. Hatta öyle bir açıklama yapmış ki, bizler kendilerine bir teşekkür borçluyuz gibi hissettim ben. Tabi diyeceksiniz ki yahu sen ne diyorsun, bir bakan üstelik kendi bakanlığına nasıl olurda bir şeyler satar. Ama burası Türkiye, başta Ak Parti iktidarı var, satar efendim satar. Bu durum dünyanın hangi ülkesinde olsa en azından o bakanın istifasını görürsünüz ama biz de olmaz. Ruhsar Pekcan olay duyulduktan iki gün sonra lütfen kabilinden bir açıklama yaptı. Öyle istifa etmek falan nerdeee. (Hatta Japonya da olsa bu olay ki olmaz, o bakan intihar eder.) Ama bu durum neresinden baksanız sıkıntı olduğu için, Cumhurbaşkanı Erdoğan dayanamadı, yine bir gece vakti o bakanı görevden aldı. Aslına bakarsanız bu günlerde bir kabine değişikliği bekleniyordu zaten ama bu kadar cılız bir şekilde değil. Bu arada, emeklilere maaş veriyoruz ve Türkiye’de artık yoksulluk yok diyen bir bakan vardı ya, işte o da gitti. Zehra Zümrüt Selçuk tan bahsediyorum. Ve o bakanlık ikiye bölündü. Aile ve sosyal politikalar Bakanlığı, Çalışma Bakanlığından ayrıldı. Aile sosyal politikalar bakanlığına getirilen bayan için söylenti çok, hatta zamanında fetö ağzıyla attığı tweetler de var ama bakalım ne yapacak göreceğiz. Lakin bu da feministlerin kayığında gidenlerden gibi, artık neyi nasıl yapar bekleyip görelim…
128 MİLYAR
Bu konu haklı olarak çok konuşuldu ve konuşulmaya da devam eder. Rakam devasa bir rakam, öyle geçiştirilecek bir rakam değil. Ama bakıyorsunuz iktidara adeta aralarında top çeviriyorlar. Kimse ortaya bir belge koymuyor. Onca dolar hangi kurdan kimlere satılmış belli değil. Belli ki dolar yükselmesin diye sürekli piyasaya dolar pompalanmış ve bu gayri resmi yoldan yapılmış galiba. Hafta içi Hazine Maliye Bakanı Lütfi Elvan topu Merkez Bankası Başkanına attı ama oradan net bir açıklama duyamadık. Çarşamba günü Ak Parti grup toplantısında Sayın Erdoğan ortaya belgeleri ve net rakamları koyar dedik ama maalesef o da top çevirdi. Sadra şifa bir açıklaması olmadı. Efendim o devasa para yani 128 milyar dolar halkın içindeymiş. Milletin yastık altında falanmış. Valla bizim yastığın altında benim telefondan başka bir şey yok, onun da alarmını kuruyorum. Hatta hanım onu yastığın altından alır gördüğü zaman, bu sağlıksız diyerek. Yani bize düşen bir altın ya da döviz falan yok, artık kimlerde o altın veya dövizler bilmiyorum. Ama etrafımdaki eş dost akraba konu komşuda da olmadığını biliyorum, herkesin durumu ortada. Peki bu para nerede? Sorunun cevabını vermesi gereken kişi, canı sıkıldığında ben gidiyorum deyip oyunu bırakıp giden çocuklar gibi çekti gitti. Ne bir açıklama, ne bir devir teslim. Ne de hesap verme, öyle canı istedi çekti gitti. Peki bize ne oldu, ne olacak biz borçluyduk, şimdi artık çocuklarımızda borçlu. Ak Partinin 19 yıllık iktidarının sonunda geldiğimiz nokta bu. Ha derseniz ki bundan daha kötü ne olabilir, onu da bekleyip görelim bakalım, oraya doğru gidiyoruz çünkü. Bu haftalık bu kadar, haftaya kadar hoş kalın, hoşça kalın…