SEÇİM SONUCU

Birçok medeniyete ev sahipliği yapmış kadim şehir İstanbul, tarih boyu hep gözde olmuş, ele geçirilmek istenmiş, sahip olunmak istenmiştir. Peygamber Efendimizin (sav) hadis-i şerifine mazhar olmuş kutlu bir şehirdir. Bu hadisten hareketle başta Eba Eyyub El Ensari hazretleri olmak üzere birçok Müslüman komutanda bu kutlu şehri fethetmek istemiş, lâkin muvaffak olamamış, muzafferiyet 1453 yılında Osmanlı Sultanı 2.Mehmet’e nasip olmuş ve ona Fatih unvanını vermiştir. O gün bu gündür bu kutlu şehir Türk yurdudur. Önce Konstantinapol olan adı Sultan Fatih tarafından İslâmbol olarak değiştirilmiş, daha sonra İstanbul olarak adlandırılmıştır. Böyle kadim bir tarihe, manevi işarete ve fiziki güzelliğe sahip olan bir şehrin yönetiminde söz sahibi olmakta başlı başına bir prestij ve referans kaynağı olmuştur. Daha fazla uzatmadan sadede gelirsek,25 yıldır muhafazakâr bir idare altında olan Istanbul,23 Haziran itibariyle sol bir parti olan CHP idaresine geçmiştir. Daha önce kimsenin bilip tanımadığı Beylikdüzü belediye başkanı Ekrem İmamoğlu, neredeyse %10 gibi bir farkla, Ak Parti adayı Binali Yıldırım’ı yenilgiye uğratmış ve IBB Başkanlığını almıştır. Peki, bu sonucu nasıl okumak lâzımdır. Öncelikle bu aşamaya pat diye gelinmediğini iyi anlamak lâzım. Öyle ya, tarihinin en büyük hizmetini bu dönemde görmüş olan İstanbullu ne olmuştur da belediyeyi Ak Partiden almıştır. Bunun yegâne sebebi, ayyuka çıkan yolsuzluk ve usulsüzlük dedikoduları ile zaman içersin de her partinin içine düştüğü adamcılık, rüşvetçilik, hemşehricilik ve partizanlık gibi hastalıklardır ve bu durum İstanbulluyu bıktırmıştır.25 yıl önce CHP döneminde bunlar yok muydu derseniz elbette ve fazlasıyla vardı. Hem bu hastalıklar vardı hem de çöplerin bile toplanmadığı bir İstanbul vardı. Lâkin bunu kim hatırlardı. Dile kolay 25 yıl bu. Düşünün şu an 25 yaşında olan bir genç İstanbul’un o halini hiç görmedi. İnsanların, tankerlerin arkasında su sırası beklediği günleri büyüklerinden masal gibi dinledi. Ama siyaset böyle bir şey işte, siyasette dün yok, bu gün var. Bu gün önünde olan bitene bakıyor ve ona göre yorum yapıyor. Şüphesiz hangi iktidar olursa olsun,17 yıl tek başına yönetimde kalsa inanılmaz yıpranır, kolay değil. Hele Türkiye gibi bir ülkede, hele hele İstanbul gibi,16 milyonluk bir metropolde. Ak Parti bu yıpranmışlığında bedelini ödedi İstanbul’da. Ama genel bir yıpranma, genel bir metal yorgunluğu ve maalesef genel bir usulsüzlük, yolsuzluk dedikodusu var ki, bu durum Ak Partiye bütün büyük şehirleri kaybettirdi. İzmir’i hiç alamamıştı zaten, Ankara gitti, İstanbul gitti, Antalya gitti. Adana, Mersin, Artvin, Kırşehir de CHP ye geçti. Ve en acısı yenilenen İstanbul seçimlerin de, Ak Parti 31 Mart ta aldığı ilçelerde bile fark yedi. Yani YSK ilçe seçimleri de yenilensin deseydi, Ak Parti büyük bir hezimet yaşayacaktı. Neden böyle oldu sorusu çok sorulur ve çok çeşitli cevaplarda olur mutlaka. Bunu en başta Cumhurbaşkanı Erdoğan soruyordur ve cevabını arıyordur. Bunun cevabını bir an önce bulmaları gerekiyor, aksi takdirde, Meral Akşener’in bu hafta grup toplantısında dediği gibi Ak Parti için Kış geliyor. Bakalım önümüzdeki günler ne getirecek, hep beraber göreceğiz. Bu konuya daha devam edeceğiz, bu haftalık bu kadar. Haftaya kadar, hoş kalın, hoşça kalın…