BALLI İHALELER

Hani bir söz vardır ya, koyun can derdinde, kasap et derdinde diye. Tam da bu günler için söylenmiş. Ne orman bıraktılar, ne SİT alanı bıraktılar imara açılmadık, kalanları da satmanın derdinde hükümet çünkü para yok. Ama adrese teslim gizli kapaklı milyarlık ihaleler yine bildik müteahhitlere, bildik şekilde verilmeye devam ediliyor. Aralık ayında imzalanmış ama kamuoyuna yeni açıklanıyor nedense. Efendim Şanlıurfa, Ordu ve Antalya için yapılacak olan toplamda dört milyar TL’lik(eski parayla katrilyon) hastane ihaleleri yine 21b uygulanarak adres teslim verilmiş. Aslında buna ihale de denmez. Yahu millet canıyla uğraşıyor, bir yandan salgın hastalık, bir yandan sıfırı tüketmiş esnaf, bir yandan devasa işsizlik rakamları, diğer yandan patlamış krediler, vurulmuş çekler, ama hükümetimizin önceliği hastane ihalesi. Hatta yetmiyor, inadına kanal İstanbul projesi. Sanırsın hazine para dolu, bütün vatandaşın ihtiyacı giderilmiş, artan parayla da bunlar yapılacak. Ben 54 yaşındayım, bu kadar ihale meraklısı bir hükümet hatırlamıyorum. Ve hâlâ akıbeti açıklanmayan 128 milyar dolar para. Ve kıyamet kopmadıktan sonra her ne olursa olsun, müteahhitlere ödeme garantisi. Daha önce de defalarca yazdık, bir daha, bir daha yazmak istemiyorum. Bu hükümetin vatandaşın durumuyla ilgili bir derdi yok bunu iyice anlamış olduk. Olmuş olsa en azından lebalep kongreler yapıp, vaka sayısının 40bine dayanmasına sebep olmazdı. Allah’tan korkmayanlardan, kuldan utanmasını beklemek yanlış olur zaten. Durup dururken MB başkanını değiştirip TL’yi dolar karşısında bir gecede %15 daha değersizleştirenlerden ne beklenir bundan sonra, beklense beklense yeni zamlar beklenir, yeni ek vergiler beklenir, başka bir şey beklenmez!..

PUDRA ŞEKERİ

Yani ne diyelim bilmiyorum ki, halkın aklıyla alay edilmeye devam ediliyor. Ukala bir türedi çıkıyor, lüks arabasında burnundan uyuşturucu çekiyor, ifadesinde pudra şekeriydi diyor. Önce serbest kalıyor, sosyal medya da baskı olunca hakkında ev hapsi kararı çıkıyor. Sorulduğunda Ak Parti genel merkezinde büro elemanı   olduğu söyleniyor. Sorulacak soru çok ta, kim soracak. Sorsa cevap alabilecek mi? Muhalefet haklı olarak büro elemanı denilen birinin lüks yaşam görüntüsünün hangi maddiyatla olduğu araştırılsın diyerek önerge veriyor ve o önerge Cumhur ittifakı tarafından ret ediliyor. Şaşırdık mı, tabi ki hayır. Çünkü o büro elemanının yaşadığı hayatın maddi imkânı kendi imkanı değil. Muhtemelen altından çok büyük şeyler ve isimler çıkacaktı, üstü örtüldü. Çocuğa paranın bekçiliği verilmiştir, sen de ye iç keyfine bak denilmiştir. Ama o aptallık etti, kedini açık etti, bir çuval inciri de berbat etti. Durum büyük ihtimalle böyle. Araştırılsın deniyor ret ediliyor. Ey Ak Parti ve küçük ortağı, niye ret ettiniz o önergeyi, bir tane makul sebep açıklayın. Sayın İçişleri Bakanı Süleyman Soylu bacak kırmaktan bahsediyordu, Sayın Bakan kamuoyu bekliyor açıkla bakalım kim bu çocuğun arkasındakiler? Ama sakın milletin aklıyla alay eder gibi çocuğa yıkma bu işi. Açıklar mı sizce peki? Hayır dediğinizi duyar gibiyim. Artık sözün bittiği, tuzun bile koktuğu yerdeyiz, onun için fazla söze gerek yok. Ak Parti ve ortağını kendi adamları bitirecek muhalefet değil. Biz de seyredeceğiz elimizde çekirdek!… Haftaya kadar hoş kalın, hoşça kalın…