SİYASETİN DİLİ

Siyasette geldiğimiz nokta dibin dibi gibi oldu artık. İktidarın, Meral Akşener hakkında söyledikleri kabul edilebilir şeyler değil. Allah aşkına nedir bu durum, siyaset bu mudur? Yani kendi iktidarının devamı  için her yolu denemek nasıl bir ruh halidir? İktidar PKK uzantısı dediği partiyle Dolmabahçe Sarayında görüşünce problem yok, Aponun kardeşi Osman Öcalan TRT ye çıkınca problem yok, Aponun mektubu kamuoyuna okununca problem yok. Ama muhalefet oylarını artırınca  her türlü laf ve hakaret serbest. Böyle bir siyaset olabilir mi? Ama iktidarın niye bu kadar sertleştiğinin sebebi belli, yapılan anketlerde mum gibi eridiğini  görüyor iktidar. Aslında hukuk devrimi, yeni anayasa, insan hakları lafları falan hep iktidarı uzatmaya yönelik bir takım hesapların kılıfı.19 yıldır iktidar olan Ak Partinin bu gün mü aklına geldi değiştirelim dediği şeyler? Ama esas mevzu kamuoyu bunlarla meşgul edilirken çöken ekonomiyi göz önünden uzakta tutmak. Eğer bazı değişiklikler yapılabilirse bundan Ak Parti nasıl faydalanır bunun altyapısını oluşturmak. Belli ki Sayın Cumhurbaşkanı devam etmek istiyor, o devamlılığı sağlayacak yolları açmak. Ama bunu yapmak için bile makul bir dile ihtiyaç var. Her gün her konuşmada muhalefete hakaret ederek bunu sağlayacak acaba Sayın Cumhurbaşkanı? Meclis aritmetiği diye bir şey var değil mi, kafanıza göre yapamıyorsunuz bazı şeyleri. Öyle eller kalkar iner şeklinde olmuyor her şey mecliste. Aslında bunu Sayın Erdoğan’ın kendi de iyi biliyor da niye hala böyle keskin sirke küpüne zarar misali davranmaya devam ediyor orası enteresan. Hdp kapatılıp meclis fesh edilip seçime falan mı gidilecek ne olacak acaba diye düşünüyor herkes haklı olarak. Hâlbuki vatandaşın gündemi işsizlik, çalışanın kısa çalışma ödeneği adı altında açlığa mahkûm edilmesi, emeklinin artık ev kirasını ödeyemeyecek  duruma gelmesi. Sözde işten çıkarma yasağı varken, 29.madde’nin işveren tarafından kafasına göre kullanılıp işçilerin işsiz kalması. Bunların hangisi iktidarın umurunda acaba. Hiç birisi değil, çünkü bu durumu düzeltme adına hiç bir şey yapmıyor iktidar. Pandemi lafı adeta iktidarın can simidi oldu. Kötü giden her şeyin sebebi pandemi. Sanki önceden çok iyiydi her şey, pandemi çıktı her şey bitti. Başarısızlık ancak böyle kamufle edilebilirdi, pandemi imdada yetişti. Hala 128 milyar doların akıbetini açıklayamıyor iktidar. Soru sorana beddua etmekle meşgul Sayın Erdoğan. Damat kadar taş düşsün başınıza diyor. Biz de vatandaş olarak diyoruz ki, hesabı verilmeyen her kuruş ahirette ateş olup yapışsın hesap vermeyenlere…

DÜNYA KADINLAR GÜNÜ

Bir,8 Mart Dünya Kadınlar Günü nü daha geride bıraktık. Yine samimiyetsiz bir dünya mesaj yayınlandı, süslü laflar edildi falan. Ama bu ülkede hemen hemen her gün bir kadın bir yerlerde ya şiddete uğruyor, ya öldürülüyor. Bu sosyolojik bir hal almaya başladı, peki iktidar bununla ilgili ciddi bir çalışma yapıyor mu, hayır. Aile ve Sosyal Politikalar Bakanlığı diye bir bakanlık var ama kadınlar öldürülürken, aileler darmadağın olurken o bakanlık ne yapıyor ben merak ediyorum. Caydırıcı ceza yok yapanın yanına kâr kalıyor yaptığı, önce bunun düzeltilmesi gerekiyor. İdamı çıkaramıyorlar anladık, bari hücrede müebbet verin bu cinayetleri tecavüzleri işleyenlere, buda mı zor. Ama mevzu gün kutlamak oldu mu, bütün siyasiler sıraya diziliyor kutlama yapmak için, bu durum samimiyetsizlikten başka bir şey değil işte. Gün günden kötü geliyor, bakalım önümüzdeki günler ne getirecek. Haftaya kadar hoş kalın, hoşça kalın…