Nazilli Ayna Gazetesi

AYNA’DAN YANSIYANLAR

AYNA’DAN YANSIYANLAR
522
04 Mayıs 2020 - 18:22
MASKE BİLMECESİ VE LGBTİ MEVZUU

Virüsün ülkemizde ilk görülmeye başladığı günden bu güne kadar neredeyse iki ay oluyor. Bir buçuk ayı geçti ama biz hâlâ maske tartışmasıyla günlerimizi geçiriyoruz. Önce maske satışı söz konusuydu, sonra ortaya fahiş fiyat olayı çıktı. Daha sonra Ticaret Bakanı çıktı, maskeyi biz satacağız başka kimse satamaz dedi. O açıklamadan sonra gelen tepkiler üzerine Cumhurbaşkanı Erdoğan dedi ki, hayır maskeyi kimse satamayacağı gibi, biz de satmayacağız PTT vasıtasıyla herkese maskeyi biz göndereceğiz. Açıklamanın arkasından bir PTT linki verildi, aynı gün PTT sitesi çöktü. Bu kez denildi ki, böyle olmayacak, eczaneler vasıtasıyla dağıtılacak. Herkesin telefonuna kod gelecek, o koda göre kişi gidip eczaneden maskesini alacak. O kod kimseye gelmedi. Ardından dendi ki, kod beklemeyin gidin eczaneye TC numaranızı verin, maskenizi alın. Eczaneye giden vatandaşların %80 i maske alamadan eczaneden döndü, çünkü sistemde TC numaraları girilince isimlerine maske çıkmıyordu. Eczanelerde bununla uğraşmaktan kendi işlerini yapamaz hale geldi ve kilitlendi. Böyle de olmadı denilip gelinen son noktada, kamu çalışanları ve SGK’lı çalışanlar eczanelerden değil, çalıştıkları yerlerden maske temin edecek. Bunu deyince iş bitmiyor tabi. İş yerleri maskeyi nereden temin edip çalışanına verecek? Belki büyük kurumsal işletmeler bir şekilde maske işini çözdü diyelim, ya küçük işletmeler nereden bulacak maskeyi, öyle ya satışı da yasak bu meretin. Hâsılı velkelam, dünya ülkelerinin  maske sorununu çözen hükümet, kendi ülkesinin maske sorununu çözemedi. Maske problemi, hükümetin diğer yaptığı işleri de maskeledi önüne geçti. Olan vatandaşa oldu, olmaya da devam ediyor… Gelelim bir diğer mevzuya, geçtiğimiz Cuma günü Diyanet İşleri Başkanı Ali Erbaş, Cuma hutbesinde LGBTİ derneğinin hamiliğini yaptığı eşcinsellik konusunda İslam dininin hükmünü açıkladı. Ki bu iğrençlik sadece İslam’da değil, bütün semavî dinlerde lanetlenmiş bir iğrençliktir, bununla ilgili insanoğlu uyarılmıştır. Başkan bunu söyledi ya, vay sen misin böyle konuşan, başını Ankara Barosunun çektiği bir güruh başladı yaygaraya. Bir bildiri yayınlamış baro, öyle bir bildiri ki, İslam’a hakaret baştan sona. Efendim yüz yıllar öncesinden gelen dogmatik şeyler falan filan diye, açmış ağzını yummuş gözünü. Tabi bunlar bunu durup dururken yazıyorlar, bir dayanak noktaları var, nedir o dayanak, Ak Parti hükümetinin yıllar önce imzaladığı İstanbul Sözleşmesi. O sözleşmede bu sapıklara taviz verilmiş. İşin aslına bakarsanız, Diyanet İşleri Başkanı Ali Erbaş’ın yaptığı açıklama o sözleşmeye göre suç. Ama açıklama doğru ve yerinde. Diyanete şunu sormak lazım, o anlaşma imzalanırken neredeydiniz? Kaç yıl susup susup niye bu gün konuşuyorsunuz? Ve bir soru da Sayın Cumhurbaşkanı’na sormak lazım, siz bu sözleşmeyi niye imzaladınız? Mevzunun buralara gelebileceğini niye düşünmediniz çünkü karşı taraf zaten iyi niyetli değil. Hülasa olan oldu, karşılıklı kılıçlar çekildi. İki tarafta birbiri hakkında suç duyurusunda bulundu, bakalım işin sonu ne olacak. Ve bakalım, geçmişte İstanbul Sözleşmesini imzalayıp, bu gün Diyanet İşlerine taraf olan Sayın Cumhurbaşkanı nasıl bir tavır alacak? Mesela biz bu sözleşmeden çekiliyoruz diyecek mi? Bekleyip göreceğiz. Haftaya kadar hoş kalın, hoşça kalın…

HABER HAKKINDA GÖRÜŞ BELİRT
Yorum Yok
YASAL UYARI! Suç teşkil edecek, yasadışı, tehditkar, rahatsız edici, hakaret ve küfür içeren, aşağılayıcı, küçük düşürücü, kaba, pornografik, ahlaka aykırı, kişilik haklarına zarar verici ya da benzeri niteliklerde içeriklerden doğan her türlü mali, hukuki, cezai, idari sorumluluk içeriği gönderen kişiye aittir.
POPÜLER FOTO GALERİLER