KENDİ MUHTAC-I HİMMET DEDE

KALDI Kİ GAYRİYE HİMMET EDE

Bu atalarımızın güzel bir sözüdür. Kendi ihtiyacı olan birinin başkalarına yardımda bulunamayacağını anlatır. Bir söz daha söylemiş atalar; Kapıda alacaklı beklerken, pencereden sadaka verilmez diye. Bütün bu sözler harcamanın öncelikli olarak zaruri olan yerlere yapılması gerektiğini anlatır. Bunları niye yazdım. Ülkemizin içinde bulunduğu şartlar ortada iken, niye kalkıp İtalya, İspanya gibi ülkelere bir takım malzemeler gönderiyoruz biz? Evet, bütün ülkeler zor durumda, bütün ülkeler çaresiz kalmış durumda, sağlık sistemleri yetişemez oldu doğru, tamam da biz çok mu iyi durumdayız? Bizim her şeyimiz bize fazlamı gelmeye başladı da başkalarına malzeme göndermeye başladık. Üstelik bu yardım gönderilen ülkeler her fırsatta arkamızdan vurmuş, her fırsatta PKK ya mühimmat ve silah yardımında bulunmuş bize el altından sürekli düşmanlık etmiş ülkeler. Kimse bu hususta insanlık icabı falan demesin, öncelik kesinlikle kendi halkın olmalıdır. Vaka sayısı hızla artarken, hayatını kaybedenler an itibariyle 277 kişiye çıkmışken, bizde gerçekten ihtiyaç fazlası malzeme varsa ki yok(,sosyal medyadan takip ettiğimiz kadarıyla ihtiyaç fazlası malzememiz yok) o zaman  başkalarına gönderelim. Gelelim bir diğer önemli konuya…

DESTEK KREDİSİ

Birçok ülke, vatandaşına yardım rakamları açıklarken, Ak Parti iktidarı vatandaşına gidin bankalardan kredi alın dedi. O da alabilirsen tabi. Gelirin asgari ücret veya altındaysa banka uygun görürse verecek. Tabi ki faiziyle geri alacak. Eğer Bordrolu değilsen veya gelirini belgeleyemiyorsan o krediyi alamazsın. Peki, sosyal devlet böyle mi olur. Gündelikli bir işte çalışıyorsun, Bordrolu değilsin şu dönemde işini kaybettin sosyal yardım adı  altında bin lira veriyor. Evin kiraysa Çoluğun çocuğun varsa aç kaldın geçmiş olsun. Belediyelerin yapacağı yardım işine de takoz koydular, devlet içinde devlet olmaz diye. Belediye kanunu ortada eğer devlet içinde devletse baştan yapılmış zaten, belediyelerin birçok yetkisi var, bu günkü olay değil ki bu. Ben Cumhurbaşkanı Erdoğan’ın bir zamanlar belediyeleri güçlendirme noktasında nasıl mücadele ettiğini hatırlıyorum, her şeyi Ankara’dan halledemezsiniz diye bağırıyordu meydanlarda şimdi ne oldu? Bakın hükümet bu süreçte çok yanlış görüntüler verdi, virüs olayının hareketli günlerinde yurt dışından gelenler muayene falan edilmedi, termal kamerayla bakıyoruz denilip geçiştirildi, virüsün kuluçka süresinin 14 gün civarında olduğu bilindiği halde ve ateşlenmenin o süreç sonunda başladığı bilindiği halde, ikinci yanlış umreden gelen büyük çoğunluğun ilk günlerde evlerine gitmesi ki virüsün taşraya kadar yayılmasının temel sebeplerinden biri oldu. Üçüncü yanlış, Ak Partili bir vekilin test kiti satıyor olduğu haberi, dördüncü yanlış hükümete yakın bir iş adamının oğlunun önünde onlarca test kitiyle görüntü vermesi, son olarak yardım konusunda belediyelerin engellenmesi. Yani bir iktidar düşünün ne yapayım da kendi ayağıma sıkayım diye düşünse anca bu kadar yapar. Bu arada kendimiz ihtiyaç halinde iken yurt dışına uçaklar dolusu yardım göndermekte bardağı taşıran damla oldu galiba. Söyleyecek çok şey var da, sonra söyleriz, şimdi milletimiz için dua ediyoruz şu illetten bir an önce kurtulalım diye. Allah sonumuzu hayr etsin. Haftaya kadar hoş kalın, hoşça kalın…