ABD ve İRAN

Maşallah öyle bir ülkede yaşıyoruz ki, gerek içimizde olsun, gerek dışımızda olsun aksiyon bitmiyor. Ne zaman, nerede ne olacağı belli değil. Haftada bir yazıyorum ve hiç konu sıkıntısı çekmiyorum. Geçen hafta 2020 yılı beklentilerimiz demiştik bu doğrultuda da öncelik adalet demiştik. Adalet şüphesiz çok önemli ama sadece içeride mi, hayır dışarıda da adalet önemli. Bize coğrafi olarak çok yakın olmasa da bölgemizde İsrail diye bir siyonist işgalci bir yapı var malum. Ve bizimde içinde bulunduğumuz bu coğrafyayı 1948 den beri tehdit ediyor. Adeta bir hançer gibi saplandı o bölgeye ve etrafına o günden beri huzursuzluk pompalıyor. Saldırıyor, yakıyor yıkıyor öldürüyor ama hesap soran da yok. Bölgenin belası adeta. Aslında bölgenin de değil dünyanın başına bela dense yeridir. Ne BM kararlarına uyar, ne uluslararası hukuk tanır tam bir eşkıya. İste bu siyonist işgalcilerin elinde atom bombası dâhil her türlü silah mevcut. Bunu sorgulayan falan da yok. Öyle ya niye sorgulansın ki diyeceksiniz. Ama bu kadar saldırgan ve hukuk tanımaz bir yapının elinde o silahların niye olduğu sorgulanmalı aslında, ama onların dokunulmazlığı var sorgulanmıyor. Onlarda bu silah olunca, onların varlığından rahatsız olduğunu her fırsatta dile getiren (ama bu güne kadar ciddi bir emare göstermeyen)İran da nükleer silaha sahip olmak istiyor doğal olarak. İşte bütün tantana bu istekten çıkıyor. Ortadoğunun şımarık ve had bilmez çocuğu İsrail ve onun hamisi ABD İran’ın bu isteğine şiddetle karşı çıkıyor. Şiddetle diyorum çünkü bu şiddetin son örneğini İran’ın en önemli generali Kasım Süleymani’nin ABD başkanı Trump’ın bizzat kendi açıklamasıyla ABD silahlı kuvvetleri tarafından öldürülmesiyle görmüş olduk. Gerçi bu konuda çok farklı dedikodu ve söylentiler de var ama biz görünen üzerinden yapalım değerlendirmemizi. Her ne olursa olsun ben İran’ın Kasım Süleymani gibi çok önemli bir komutanını bir takım gizli pazarlıklara kurban edeceğini sanmam. Bu suikast İran’da gerçekten bir travma oluşturmuştur bu kesin. Ama sonrasına baktığımızda, olayın sıcaklığı ile yapılan intikam açıklamalarından sonra ABD’nin üssünün bulunduğu Irak topraklarına atılan bir kaç füzenin de beklentinin çok çok altında kaldığını söyleyebiliriz. Elbette kan akması meraklısı değiliz. Ama İran öyle yüksek perdeden bir tepki verdi ki, sanırsın körfezdeki bir kaç ABD gemisini batıracak. Kendi açıklamalarına göre 80 civarı ABD askeri ölmüş, ama Çarşamba günü akşam başkan Trump yaptığı açıklamada bir tane yaralımız bile yok dedi. Doğrusunu isterseniz Trump’ın açıklaması daha inandırıcı duruyor. Çünkü İran füzeleri atmış ama ABD patriotları devrede değil, peki neden? Bakın bu sorunun cevabı önemli. Normal şartlarda ABD’nin önemli hava savunma silahlarından olan patriotlar İran füzelerine geçit vermemeliydi değil mi? Yani bilemiyoruz artık neler oluyor. Tabi burnumuzun dibinde bir İran ABD savaşı ister miyiz, kesinlikle hayır. Başımızda Suriyeliler gibi bir sıkıntı varken bir de İranlılar gibi başka sıkıntı açma lüksümüz yok çünkü. Savaş demek kaçışlar demek, yeni göçler demek vs Ayrıca ABD’nin bizde üsleri var ki bu bizim için böyle bir savaşta büyük dert demek. Çarşamba akşamı Trump’ın açıklamasından anlaşıldığı kadarıyla bir savaş çıkmayacak, en azından yakın zamanda pek görünmüyor bu ihtimal. Ama tabi bilemeyiz İran bir hamle daha yapar mı? İran dış işleri bakanının açıklamasına bakarsak İran’da savaş istemiyoruz  diyor ama artık bakalım ne olur. Ben yazılarımı  Çarşamba günü akşam yazıyorum. Şu saat itibariyle her iki taraftan yeni bir hamle yok. Ama sizler bu satırları okurken başka gelişmeler olmuş olabilir mi, olabilir onu da şu an bilemiyoruz. Bu arada aynı gün yani Çarşamba günü Rusya devlet başkanı Putin ülkemize geldi, Türk Akımı projesini Cumhurbaşkanı Erdoğan ile beraber faaliyete geçirmek için. Bir törenle o proje de hayata geçirildi. Bu gelişme ülkemiz açısından önemli bir gelişme şüphesiz. Avrupa ile Asya arasında coğrafi köprü olmamızın dışında, enerji köprüsü de oluyoruz ki, bunlar ülkemizin elini güçlendiren projeler. İleride çok faydasını göreceğimiz projeler. Emeği geçenleri tebrik ediyoruz. Yazımı bir temenni ile bitirmek istiyorum, inşallah ABD olsun, İran olsun bir delilik yapıp bölgeyi ateş topuna çevirmenler, inşallah üçüncü dünya savaşına sebep olmazlar. Haftaya kadar hoş kalın, hoşça kalın…